hesabın var mı? giriş yap

  • "akp'yi eleştirdiği" gerekçesiyle alınmış ve bugün resmi yazıyla tebliğ edilmiş karar. devlet televizyonunun parti çiftliği olarak kullanılmasının güzel bir örneği.

  • kafasından zeka fışkıran, muhtemelen istanbul'da üniversiteyi yeni kazanmış bir öğrencinin tespiti.boğaz köprüsünü de satın almazsın sen bu zekayla.

  • ilginç bir metafor barındıran program. eski ibo yerinde duramazdı, enerjikti, mutluydu tıpkı eski türkiye gibi. şimdiki ibo'nun ise başına gelmeyen kalmamış, acı bir şekilde gülümsüyor sadece. tıpkı şu anki türkiye ve bizler gibi.

  • senelerce bu mesleğe gönül vermiş.. bulaşıkçılıktan tutun, aşçıbaşı yardımcılığı, garson, komi ve barmen olarak yıllarca bu işten ekmek yemiş zamanında kendi mekanını açmış bir insan evladı olarak anlatayım.
    dünya üzerinde ekvator çizgisi gibi bir üzüm şeridi vardır. bu şerit üzerinde olan ülkeler türkiye, fransa, italya, amerka, şili vs. dünyanın en güzel üzümlerini elde eder. bu ülkeler şarap konusunda dünya da öncüdür çünkü topraklarında çeşit çeşit yetişen üzümler , meyveler var. bu ülkelerin hemen hemen hepsi dünya sofralarına sofralık ya da şato dediğimiz şaraplar üretir ve bir sektördür. ülkemiz de şarap sektörü yoktur. bu kadar bereketli topraklarda üretilen üzümler sofralarda tüketilir ya da işte bildiğimiz bir kaç şarap markası ve dünya sofralarında bizim şaraplarımızın adı bile bilinmez. mevzu şarap değil. üzüm yetişen topraklar bereketlidir. et, meyve, sebze, tahıl boldur. ucuzdur.
    üzüm kuşağındaki ülkelerin toprakları çok bereketlidir. her türlü meyve, sebze kolayca yetişir. güneş var, su var!
    hayvancılık da bu kuşak üzerinde ki ülkelerde önemli bir geçim kaynağıdır. sonsuz üzüm bağları gibi meralar, çayırlar.
    ülkemiz de artık kurban bayramı olmasa kıymayı, kuşbaşıyı uzaylı sanacak o kadar çok insan var ki? geçtim antirikot, pirzola, şaşlık. mesela ben pirzolayı en son "canım kardeşim filminde görmüştüm..!" et kültürü mangalda tavuk kanadı ile sınırlı.
    sucuk bizim milli yiyeceğimiz artık hayal! bim, şok markette tavuk kanadı ve toz haline getirilmiş sucuk benzeri şeyler yiyoruz.
    bu göz daha bir kaç ay öncesine kadar sivri biberi 17 tl. domatesi 8 tl den gördü.
    karnımızı doyuramıyoruz!
    lan onu bunu bırak bir çiğ köfte keyfimiz vardı.. artık salçalı, acı bulgura nar şerbeti döküp dürüm yapıp yiyoruz.
    eskiden memur kesim elinde bir file ile evine dönerken tam mevsiminde kiraz halen 12 tl.
    bu kadar bereketli,sulak, çayırları meraları bir ülkede sen ceviz ağaçlarını keser mobilya yaparsan.. bir gece de binlerce zeytin ağacını sökersen..
    troll ile , dinamit ile balık avlarsan. bırak restoranları tencereni kaynatamazsın. kuru fasulyenin kilosu kaç para?
    devlet sen işletmene alkolü alırken de vergi kesiyor sen satarken de. kiralar euro ya da dolar üzerinden.
    ssk ve bağ-kur primleri zaten anlatmaya gerek yok. işkal-iye vergisi, temizlik vergisi, çöp vergisi. vergisi..vergisi..vergisi.
    devlet nankör ayrıca. bu kadar vergi aldığı alkolü, mekanları, eğlence sektörünü bir de baltalamak için elinden geleni yapıyor. beyoğlu'ndan masaların kaldırılması gibi. gidip bakın beyoğlu ne halde? en son bir cumartesi gecesi , mis gibi bir hava tarihi cumhuriyet meyhanesinde altı masa vardır.
    bir zamanlar bu ülke kendisini doyuran,ilen yedi ülkeden birisiydi. şimdi saman, muz, buğday, pirinç ithal ediyor. alanya da artık muz, portakal, limon bahçesi bulamazsın. güneydoğu da hayvancılık bitti. ege de zeytin ağaçları kesildi. karadeniz de yaylalar yağmalanıyor. çay üzerinde oynana oyunlar, fındık üzerinde ki kumpaslar.
    sen halen dürüm desin.. restorandasın.
    bu ülkenin artık öyle dışarıda yemek yemek, bir resteurant'ta oturup kutlama yapmak vs. gibi bir kültürü yok.
    tv kültürü, acun kültürü, adına çiğ köfte dedikleri salçalı bulgur dürüm kültürü var.
    haa...! bir de miting kültürü var. sucuk-ekmek, döner, ayran beleş! iki bayrak salla hesabı öde.
    çifçinin ağaçlarını kesiyorlar, köylünün deresini kurutuyorlar, halkın ormanlarını gasp ediyorlar. mazot, gübre,yem, tohum, dere, mera tarım ve ormancılığa dair ne varsa mahvediyorlar.!
    çocukları babalarından, dedelerinden kalan toprakları ekip biçmesin. madenlerinde, inşaatlarında, kendi yarattıkları düşmanları ile kendi çocuklarının hiçbir zaman gitmedikleri savaşlar da ölsün diye!
    daha iyi günlerimiz bunlar!

  • amsterdam'da bir cafe'de oturmusuz arkadasla. geceyarisi olmus artik ve kalkmak uzereyiz. derken arka masamizda oturan hatunlardan biri koklaya koklaya boynuma kadar geldi. ve "parfumun cok hos la, markasi nedir?" diye sordu. hatun fransizdi o yuzden la dedi sanirim.
    benim de basima ilk kez boyle bisey geldigi icin sasirdim ve de acikcasi o parfumu ilk kez almistim. ilkin adi aklima gelmedi. sonra kiza dondum "victor hugo" dedim.
    "sahi mi? emin misin? victor hugo bizim bi vatandas ama ilk kez adina parfum duydum erkek arkadasima onerecem de" dedi.
    "cidden la, yalan borcumuz mu var la sana, victor hugo'dur parfumun adi" dedim.
    ben de ankarali oldugum icin la dedim sanirim.
    sonra kizlar peki tesekkur ederiz deyip kalktilar. telefonu cikardim ulan neydi harbiden adi diye baktim. viktor rolf cikti amk. viktor rolf & spicebomb. onceki parfumum de hugo boss oldugu icin benim beyin free style takilip viktor hugo diye bir parfum uretmis. mantiksiz da degil hani dusununce kizamiyorum da kendime o yuzden.
    yine de kotu bi izlenim birakmayayim diye kizin pesinden kostum ve parfumun adi viktor rolf'mus ya kusura bakma dedim. bu fransiz kiz da hemen oracikta birak simdi parfumu chàpchàlle deyip dudaklarima yapisti demek isterdim ama degil malesef ok deyip gitti.

    au revoir!

  • atasayda bir yüzük alana bir yüzük bedavaymış. o kadar parası olanın metreside vardır düşüncesiyle kampanya yapmış adamlar.

  • bazen öyle sayılar karşıma çıkıyor ki sonucunda tam sayı çıkmayacağını düşündüğümden bölmeye bile tenezzül etmiyorum. hayatın insanın karşısına neler çıkaracağı hiç belli olmuyor. sanırım 91/7 de bunlardan biri. hayat işte.

  • fahrettin koca'ya 2 eylül 2020 basın toplantısında patronunun giresun mitinginin corona önlemleriyle bağdaşıp bağdaşmadığını sorabilen yol tv muhabiri yürekli ve namuslu gazeteci. memlekette namuslu gazeteci o kadar az ki bir tanesine denk geldiğimizde biraz olsun yüreğimiz soğuyabiliyor. her ne kadar sağlık bakanı patronuna karşı duyduğu derin korkaklıkla yine milletine ihanet edip soruyu "cumhurbaşkanımızın maske-mesafe meselelerinde ne kadar hassas olduğunu hepimiz biliyoruz." minvalinde geçiştirse de önemli olan bu soruyu sorabilmekti. sağlık bakanının renginin atması bile çürümüşlüğün tarihe geçen kanıtı oldu. çok sağ ol özge hanım.