hesabın var mı? giriş yap

  • olm baya bildiğin türkiye yarrağı yiyecek ben onu anlıyorum. ufukta savaş var gençler sığınacak ülke bakın.
    süper tıvik.

  • iktidarın atv dizisindeki terörist propagandasına alet olmuş bir zavallıdır. biz de bunu kurtlar vadisi dönemlerinde adam yerine koymuşuz da övmüşüz her yerde. para için, tv'de kalmak için fikirlerini satan, kendi onurunu hiçe sayan, an itibarıyla bütün türkiye'ye rezil olmuş, her zaman bu rezil sahne ile hatırlanacak olan eski yönetmen artığıdır. değer miydi osman, değer miydi? kendi ülkeni göçmenlerin, mültecilerin ele geçirmesini şu s*ktiriboktan propaganda ile desteklemeye, türk'ü köle etmeye çalışanlarla bir hiç uğruna el ele olmaya değer miydi?

  • bizim köpek biz yemek yerken yanımızda bekler. yemeğe falan sulanmaz ama başka bir yere de gitmez. çünkü bilir ki yemeğin sonunda bir ihtimal bir şeyler ona da atarız. çoğu zaman bundan kaçınıyoruz malum bizim yediğimiz yemekler köpeklere pek faydalı değil. bakmayın sokak köpeklerine onlar açlıktan tahta bulsalar yiyecek durumdalar. yoksa çerçöpten bulup yedikleri yemek artıkları da onlara son derece zararlı.

    bizim köpeğin bu yemek sonunu bekleme huyunu bildiğimizden, bir şey verecek olursak öncesinde iki üç hareket yaptırıyoruz. emir komuta zinciri talimi yapsın, eğitimini pekiştirsin diye. mesela "otur, pati ver, afferin" deyip yemeğini veriyoruz. onun da en itaatkar zamanı o zaman oluyor. normalde üç kere tekrarladığın emri çat diye yapıyor. hatta öyle ki patiyi sen istemeden veriyor o kadar alıştı o rutine. ekmeğini patiden çıkarıyor.

    geçenlerde bir şey deneyelim dedik. yemek sonunda artan bir et parçası için sevgilim bana döndü, "sedat otur" dedi, oturur gibi bi kaykıldım. köpek şaşkın şaşkın baktı "noluyo lan?" dercesine. olayı anlamaya çalışıyor. "pati ver" dedi, pati verdim ve...

    havlaya havlaya üstüme koştu. "napıyosun yaaa sen!!? ne ekmeğimle oynuyorsun!!!" der gibi. normalde bize böyle tepkisel havlamışlığı hiç olmamıştı. kırk yılda bir havlasa da bu "hadi gel oyun oynayalım" diye olurdu. hayvan ilk defa adalet için isyan etti. ne de olsa yemeğin başından sonuna bekleyen oydu. halbuki ben sonunda iki üç hareketle ete konmuştum. aklıma bir anda bilim adamının suratına hıyar fırlatan gelir eşitsizliğine tepki veren kapuçin maymunu geldi. (bkz: kapuçin maymununun eşitsizliği reddetmesi)

    gerçi adaletten mi yaptı yoksa bencil bir tekelcilikten mi bilemiyorum onu bak. otopark mafyası gibi yemek sonu artıklarına çöreklenmiş de olabilir. belki arkadaşları olsaydı onlar da ellerinde sopalarla dalardı bana. bak o da olabilir.

    yine de her gün bizi şaşırtıyor adi köpek.

  • bir dakikalık klipteki giyim* tarzına sahip hiç kimseyi bünyesinde barındırmamaya yemin etmiş insanların çoğunlukta olduğu şehrin tanıtım filmi.

  • tabu, oyuncuların takım arkadaşlarına "tabu" kelimeleri kullanmadan belirli kelimeleri veya deyimleri anlatmak zorunda oldukları popüler bir kutu oyunu bildiğiniz üzere. ancak tabu için neden bir kart destesi şeklinde ek paket, veya bir diğer ismiyle genişleme paketi çıkarılmadığı konusu yıllardır kafamı kurcalayan bir konu. çünkü sadece bir desteyle oyunun ömrünü uzatabilirsiniz zira standart oyundaki kelimeleri bir süre sonra ezberliyorsunuz. chatgpt birkaç cevap verdi...

    genişletme paketleri oyunu geliştirebilir ve ek kelime kartları sağlayabilirken, masa oyunları için genişletme paketlerinin piyasaya sürülmesi birkaç faktöre bağlı olarak değişebilir. tabu için genişletme paketlerinin sık sık yayınlanmamasının ise birkaç olası nedeni var:

    pazar talebi

    genişleme paketleri, genellikle oyunculardan yeni içerik için yüksek talep olduğunda oluşturulur. tabu genişleme paketlerine olan talep yeterince fazla değilse, oyunun yayıncısı bunları geliştirmeye ve piyasaya sürmeye öncelik vermeyebilir. temel oyunun popülaritesi ve satışları, genişletme paketlerinin uygulanabilir olup olmadığını belirlemede önemli bir rol oynar.

    geliştirme kaynakları

    bir kutu oyunu için genişleme paketi hazırlamak, oyunun yayıncısı tarafından zaman, çaba ve kaynak harcanmasını gerektirir. yeni kelime kartlarını düzenleyip test etmeleri, sanat eserleri tasarlamaları ve potansiyel olarak yeni oyun öğeleri eklemeleri gerekiyor. yayıncının sınırlı kaynakları varsa veya başka projelere odaklanmışsa, tabu için genişleme paketleri geliştirmeye öncelik vermeyebilir.

    lisanslama ve fikri mülkiyet

    oyunun doğasına bağlı olarak, genişletme paketlerine dahil edilecek belirli temalar, markalar veya fikri mülkiyetler için lisans almak karmaşık ve maliyetli olabilir. yayıncı uygun lisansları alamıyorsa veya ilgili maliyetler fahişse, genişletme paketlerinin kullanılabilirliğini sınırlayabilir. yani istediğiniz özgür kelime çeşitliliği olmayan bir genişletme paketi haliyle tatsız olur. arada sırada pop kültür referansları veya tarihe mal olmuş bazı isimleri konuşmak isteyeceksiniz.

    uzun ömür ve pazar doygunluğu

    tabu uzun yıllardır ortalıkta dolaşıyor ve pazar, oyunun çeşitli sürümleri ve sürümleriyle şimdiden doymuş olabilir. belirli bir noktadan sonra, oyuncular birden çok oyun varyasyonunu keşfetmiş veya mevcut kelime kartlarını tüketmiş olabileceğinden, yeni genişletme paketlerine olan talep azalabilir.

    tabu için genişleme paketi sürümlerinin ardındaki belirli karar verme sürecinin değişebileceğini unutmamak önemlidir ve genişleme paketleri ve kullanılabilirlikleri hakkında en doğru bilgiler için oyunun yayıncısına veya resmi kanallarına danışmak en iyisidir.

  • yıl 2005. ev arkadaşımla gündüzleri uyuyup geceleri uyanık kalmak gibi bir alışkanlık geliştirmişiz, marketin bakkalın açık olduğu bir saatte uyanık olmadığımız için sadece geceleri alışveriş yapabiliyoruz, o alışveriş de geceleri açık olan tek yerden, ekmek fırınından 12li yumurta ve birkaç sandviç ekmeği almaktan ibaret. kaynamış yumurtaları sandviç ekmeğinin arasında ezerek yiyoruz. öyle bir ortam.

    temmuz ayındayız, saat gece mi sabah mı belli olmayan saatlerden biri. yine fırına gidiyoruz. polis otosu devriye geziyor.

    - gençler!
    - (üstümüze alınmıyoruz)
    - gençlik! alow!?
    - (hiiç üstümüze alınmıyoruz, kafalar önde yürüyoruz)
    - hşşt! gençliikh?!
    - (bize diyo olabilir lan diyip dönüyoruz)
    - nere böle?
    - (şaşkın) ekmek. fırın. yumurta. hımph.
    - kimlikh var mı?
    -* kimlik? cüzdan. ev.
    - yok mu kimlikh?
    - ekmek. yumurta. ev.
    - siz okhuyonuz mu?
    - evet
    - ne okhuyonuz?
    - * uluslarsı ilşkiler
    - (bana dönüp) sen?
    - ben de
    - benim de yeğen okhuyo kütaaya'da
    - ...
    - gelin sizi bırakhıyım fırına
    - ...
    - gelin binin eve de bırakhıyım soona

    bindik. önce fırına gittik. her gece üçte gelip yumurta alan iki tip yeterince saçmayken işin içine bi de ekip otosu girince fırıncı o geceden sonra bizi pek iyi karşılamamaya başladı, bi süre sonra da dükkanda yumurta satmayı bıraktı. bu sefer de her gün patates yemeye başladık. neyse. sonra eve gittik yine polis otosuyla. üst komşu nerden gördüyse görmüş gecenin bir yarısı polis aracından indiğimizi, ertesi akşam geldi ne ayaksınız diye. garip bir dönemdi.

  • adamın ünvanları şu;
    * cumhurbaşkanı başdanışmanı,
    * gençlik ve spor bakan yardımcısı,
    * vakıfbank yönetim kurulu başkan yardımcısı

    ve bunları ortaokulu diplomasi ile başardı bir de güreşerek. komedi filmi icin böyle bir senaryo yazsak "absürt komedinin de bokunu çıkarmayın" derler.

    eğer inandığınız cennet/cehennem varsa çok fena yanacaksiniz benden demesi.