28250 entry daha
  • piyasanın testere olduğu şu vakitlerde, "zarardayım", “borsada tüm paramı kaybettim, intihar etmek üzereyim” gibi entryleri ve baslikarı görünce, üç beş kelam etmek istedim. finans sektöründe neredeyse 25 yılı dolduran bu yazarın da edecek üç beş kelamı da oluyor.

    öncelikle durum değerlendirmesi yapmak lazım. konumuz borsa, ama borsa sadece yatırım araçlarından bir tanesi. üstelik en risklilerinden birisidir. borsanın alternatifi çoktur. dini kısmı pas geçerek söyleyelim, en önemli ve en büyük rakibi faizdir. peki faiz nedir ? faiz; paranın zaman değeridir. parayı belli süre belli bir yerde plase etme karşılığıdır. réel olarak verilirse, üstelik de riski düşükse, çok tercih edilen bir yatırım çeşididir. en temel bilgileri hızlıca geçersek ; risksiz réel faiz, borsanın en büyük düşmanıdır. ama asıl anlatmak istediğim şey biraz daha derine inmeyi gerektiriyor : faiz ile enflasyon arasındaki ilişki. çoğu insan faizi ve enflasyonu aynı şey zanneder, oysa zaman farklılığı vardır: enflasyon geçmişi söylerken, faiz ise geleceği söyler. resmi rakamlardan konuşacak olursak, enflasyonun 65 olduğu yerde faizin 53 olması, eğer enflasyonun gelecek 12 ay içerisinde 50 altına düşeceğini düşünüyorsanız (iktidara güveniyorsanız) olumlu bir şeydir. bugünlerde fiyatlanan ve ileriki günlerde de fiyatlanacak olan şey budur.

    ikincisi, borsaya girmek cehalet gerektirir. evet yanlış okumadınız, cehalet gerektirir. bir şeyi öğrenmenin ilk adımı, o şey ile ilgili cahil olduğunu kabul etmekten geçer. yani kendine diyeceksin ki, ben bu konuda cahilim, bilgisizim, öğrenmem gerekiyor. ışte o zaman öğrenmeye başlarsın. cahil olduğu halde cahil olduğunu kabul etmeyen kişiler borsanın en güzel yemleridir. yıllardır size aslında bunu anlatmaya çalışıyorum. borsa kısa vade uzun vade farketmez, kesinlikle ama kesinlikle finansal tablo okumayı gerektirir, şirketlerin sunumlarını anlamayı gerektirir. ekonomik ve finansal bilginizin olması gerekir. bunun için de kendinize, benim finansal bilgim yok-az demeniz gerekir ki, öğrenmeye başlayın.

    ikinciyi üçüncüye bağlarsak, temel ve teknik analiz bilginizin olması gerekir. sektörleri iyice araştırmanız gerekir. bazı sektörlerin durgunluğa girdikleri dönemler olur, o dönemlerde o şirketlerin hisseleri düşebilir.

    yeri gelmişken, bir hisseye “çok ucuzladı” diye asla girilmez. öncelikle o hissenin neden ucuzladığına bakmanız gerekir. zira charles dow amcanın şu sözü daima kulağınıza küpe olmalıdır: “fiyat her şeyin içindedir”. ekonomik, siyasi, finansal, sosyolojik vs her ne oluyorsa fiyat da ona dahildir. dolayısıyla asla ve asla çok ucuzladı diye bir hisseye girilmez. ama çok ucuz olan mükemmel bir hisseye girilebilir.

    girilebilir evet, ama tek seferde mi girilir? malı mülkü komple satıp mı girilir? tabii ki hayır. hiç bir hisseye ya herro ya merro diye girilmez, katı yatı böbreği satıp girilmez, tek seferde girilmez.uzun vadeli alınması planlanan hisseler, kademeli alınır. üstelik uzun vadeli alınması planlanan hisselere yatırılacak para, asla ve asla kısa vadede lazım olacak bir para olmamalıdır. bir sene sonra lazım edecek para ile kumar oynuyor musunuz? oynamamalısınız.

    şirketin kendisi, mali yapısı, nakit yaratma gücü, içinde olduğu sektörü, sektörün ve şirketin geleceği vs hepsi derinlemesine incelenmelidir. beklentiler, yatırımlar hepsine bakılmalıdır.

    peki bunu nasıl yapacaz? borsaya kote olan her şirket, kap’a bildirim yapmak zorundadır (kap= kamuoyu aydınlatma platformu), finansal tablolar, yatırımcı sunumları, faaliyet raporları vs hepsi bu sitede ya da bizzat şirketin yatırımcı ilişkileri sayfasında bulunabilir. bunlar kanuni zorunluluktur.

    özetin özeti, yatırım yapacağınız şirketi çok iyi tanıyın, yatırım yapacağınız sektörü çok iyi tanıyın, yatırım yapacağınız para size acil lazım olacak olan bir tutar asla olmasın.

    gerekli edit. başlıkta sanırım "bana" bir hakaret var. gerçi ben "amerika" vs demedim ama amerika ile de örnek verebiliriz tabii ki.
    buyrun: https://www.investopedia.com/…rate-relationship.asp
    bir de faiz borsa grafiğine de bakalım:
    görsel
    fed'in 2020'den itibaren faizleri (turuncu çizgi) düşürmeye başlamasıyla sp500'ün 2700 seviylerinden (mavi çizgi) 5000 seviyelerine yükselişini, sonrasında 2022 başında fed'in faizleri artırımına başlaması ile birlikte sp500'ün nasıl da 5000 seviylerinden 3600 seviyelerine düşüşünü görebilirsiniz. 5 senelik grafiğin küçük bir kısmı kendini haklı gösteren bir aralık söyleyebilir, doğrudur. ama orada da zaten faiz düşüş döngüsü başlayacağı beklentisi vardır. faizlerin artışının durduğu 2023 sonbaharından sonra sp500'ün tekrar yükselişe başladığını görebilirsiniz. hatta bu sene fed'in kaç defa faiz düşüreceği konuşulmaktadır. yani ters döngü başlanması üzerine borsa hareket etmektedir. yani: gelecek satın alınmaktadır. benim yukarıda anlatmaya çalıştığım şey gibi!
    *
    borsalar elbette ki akıllı para ile yönlenir. onu zaten yıllardır söylüyorum ve tekrar tekrar söylüyorum. bu başlıkta aratabilirsiniz: en fazla akıllı para terminolojisini kullanan benim desem yalan olmaz. burada vermeye çalıştığım bilgi, finansal bir bilgidir. temel bilgidir. ayrıca asıl anlatmaya çalıştığım şey, faizlerin ter yöne olan harekete geçiş döngüsüdür. düşmeye ya da artmaya başladığında olan hareketten bahsediyorum. entry'nin başlarındaki "cehalet önce konu hakkında bir şey bilmediğini kabul etmekle başlar" sözünün doğruluğunu içeren bu edit'i yapmak da güzel bir ironi oldu. tekrar edecem; unutmayın, borsanın en büyük yemi cahil olduğunu bilmeyen ve kendini akıllı sanan insanlardır.
    *
    konu yatırım olduğunda birisi hakaret ediyorsa, egosu tavana vurmuş demektir. egosu tavana vuranlardan, kesin konuşanladan daima uzak durun. egosu tavana vuranlar kendi bildikleri doğrultusunda hareket ederler. ama zira konu borsa olunca temel düsturunuz olsun; daima öğrenmeye açım.
1188 entry daha
hesabın var mı? giriş yap