6 entry daha
  • ilk başta üçlemenin adının olympic, titanic ve gigantic olarak planlanması aslında biraz şaşırtıcıdır. çünkü olympic dışındaki diğer iki geminin isimleri oldukça iddialıdır. ancak 1911'de sefere başladığında dünya'nın en büyük gemisi olma özelliğine de sahip olmuştur. titanic ile öyle arasında devasa bir fark da yoktur. ölçüleri aynı olmakla beraber, titanic'ten tonaj olarak azcık daha düşüktür. tüm bunları bilirken, bu geminin büyüklüğüyle pek lanse edilmemiş olmasını garipserim.

    ayrıca titanic'in battığı gece, kardeşinin telegrafını aldıktan tam yol ileri yaparak yardım için rotasını ona doğru çevirmiştir. çünkü titanic new york'a giderken buzdağına çarparken, olympic new york'tan ingiltere'ye doğru yol almaktadır. telegrafı aldığında, aralarındaki mesafenin 580 deniz milidir. titanic'e doğru ilerlerken, kardeşinin kurtulan yolcularını alan carpathia'dan boşuna gelmemesini çünkü sadece 650 civarı yolcunun kurtulduğunu ve hepsinin de gemide olduğunu bildirmiştir.

    ardından olympic'in kaptanı, yolcuları new york'a daha çabuk götürebilmek için onları almayı teklif etmiştir. ancak carpathia'nın kaptanı mantıklı bir şekilde bunu reddetmiştir. zira bir gece önce, o zamana kadar tarihin gördüğü en büyük deniz kazasını yaşayan ve kurtulan ama babalarını ya da eşlerini kazada kaybetmiş yolcuların, titanic'in aynısını karşılarında tekrar görmelerinin onlarda korkutucu bir etki yaratıcığını düşünerek, yerinde bir karar vermiştir.

    titanic kazasının soruşturmasından sonra tersaneye tekrar alınmıştır ve geminin tabanında bulunan bölmeler tavana kadar uzatılmıştır. gemideki filika sayısı da yolcu kapasitesine eşitlenmiştir. ardından sefere tekrar çıkmıştır. 1. dünya savaşı'ndaysa, titanic'ten sonraki kardeşi ve savaş sırasında ege denizi'nde hastane gemisi olarak görev yapan britannic'i de kaybetmiştir.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap