• 0,5 ve 0,7 uçlu kalemlerin arasındaki 0,2 milimetrelik farkı çıplak gözle algılayabilen organizma.
  • 21 yildir aldigim tek unvan... birak be pe$imi mına korum senin
  • parasının olmadığı dönemlerde avcılık ve toplayıcılıkla yaşayan insan.
  • öğrenciye rahat sıçmak bile haramdır. ya yenilen tekdüze yemeklerden kabız; ya bozulmaya yakın yemeklerden cırcırsındır. zahmetlidir öğrenci olmak.

    kaynak: götüm.
  • oturup adam akıllı sınavlarına çalışacağına "ulan kopya çekebilecek miyim acaba" diye fal açandır. fal doğru çıkar. çekemez. bi de üsütüne yakalanır. *
  • canlilar dorde ayrilir: insanlar, hayvanlar, bitkiler ve ogrenciler. ya$ayan en sefil varlik ogrencidir.
  • ertelemenin efendisidir. süreç hemen hemen şöyle işler; okunan seviye, zaman ve mekandan bağımsız olarak:

    okul açılmadan önce: oğlum, bu dönem ortalama yapıyorum.

    okulların açıldığı ilk gün: dersi derste dinliyorum hacı, oh evde de tekrar ederim.

    okulların açıldığı ilk günün akşamı: iyi dinledim oğlum, hem giriş kısmı kolay, yarın bakarım.

    okullar açıldıktan sonraki ilk haftasonu: tekrar etseydim iyiydi ama... neyse arkadaşlarla takılalım bakalım. ama yooo, bundan sonra 'hayır' demesini bilirim arkadaş. akademide kariyer istiyorsam bunlar gerekli.

    ikinci pazartesi: ohh mis gibi çizelgemi hazırladım. uygularsam muazzam olur, can olur, canımdan bir parça olur. dur şu 90 dakikayı izleyeyim. gündemi de yakından takip etmem lazım. hem çalışkan, hem de sosyal bir öğrenci profili çizmem lazım. derslerim yüzünden sosyal hayatımdan olamam. (daha bişey yapmadan inek psikolojisine girdi yavşak)

    ...

    ilk sınavlar haftası: off hiç çalışamadım, fotokopileri aldım ama, en iyisi bölüm sonundaki özet kısmına çalışmak. allah bunu akıl edenden razı olsun valla.

    ve finaller sonrası: neyse baba, buna da şükür; 5 tane bıraktım. ikinci dönem bu dönemdeki hataları tekrarlamazsam hem alttan alır hem de diğerlerini geçerim. ulan biraz kassam yan dal yapacak adamım. arkadaş çevrem kötü benim, yoksa ohoooo... neyse moralim bozuk şimdi, arkadaşlarda takılayım biraz.
  • açtır, açıktadır.
    sözlerini yazayım da tam olsun.

    "paralar suyunu da çekti,
    kredi kartının limitlerini zorluyorum ammaaağn ammağn.
    göte giribilitesi yüksek,
    ne yapacam bilmiyorum ammaaağğn amman.

    kredi yurtlar kurumu yamuk yaptı,
    yatmadı sizin krediler dedi,
    bu ay babayı alıyorum ammaaağğn amman.
    gelecek ay 360 verelim biz size dedi,
    ya ne vereceğdiniz my left testicle dedim,
    tabii içimden ammaaağn amaağn.

    yurtkur sıkıştırıyor her gün girerken yurda,
    koca ışıklı yazı "yurt ücretini yatırdınız mı?!" ammaağğn ammağğn.
    bu ay zam da gelmiş,
    olmuş mu sana 252 ytl, 30'u da son gün ammaağğn amman.
    rakamlar rüyamda üstüme üstüme geliyor,
    what the fuck diyor kaçıyorum ama onlar benden hızlı ammağğn ammağn,

    kimi zaman yemek fişimi harcayamadığımı görüyorum,
    allahım beni böyle terbiye etme n'olur diyorum ammaağn amman,
    şanslıysam kahvaltı fişlerimle tutku alıyorum,
    bakıyorum jölemsi battaniye kıçımdan çok uzak ammaağn amman.
    kantinci yeni minibüs alıyor, çamaşırcı 0 araba çekiyor,
    ben bu ay 180 yerine babayı alıyorum ammaağn aman.

    arkadaşımın uyku düzeni bozuldu, tüm yemeksel ortaklıklarım iptal oldu,
    şimdi ise çok açım, her şey ateş pahası ammaağn ammağn.
    bir buçuğa pide tavuk mu yesem, nohut alıp ekmekle mi dalsam ammaağğn ammağn
    sözlük bi kampanya da bana yap, düşük faizli kredi bul amaaağn ammaağn."

    not: olum, sevgili suserlar, kardeşlerim. yemek yemem lazım lan. gelin biriniz. 35343 beşiktaş istanbul.
  • mezun olduktan sonra iyi bir işe başlayıp akabinde size e-posta gönderip; "hep sizin derslerinizde öğrettiklerinizle karşılaşıyorum iş hayatında, teşekkür ederim" diyorsa konuşmaktan boğazınızın yandığı, moraliniz bozuk olan günlerde bile en az 2 saat konuşmak zorunda olduğunuz zamanları ve aldığınız düzinelerce boğaz pastilini gülümseyerek anıyorsunuz ve barışıyorsunuz zorlandığınız günlerle yeniden...
  • bir ogretmeni mesleginden sogutup "ulan verecegim artik istifami, dayanamiyorum!" diye isyan ettireni oldugu kadar ogretmenin meslegine derinden baglanmasina da neden olabilendir.

    ciddi disiplin problemli, erken yasta kaybedecek neredeyse hicbir seyi kalmamis olan ogrencilerin cogunlukta oldugu bir ortaokulda ogretmenlik yapiyorum. bircogu cete uyesi, bazilari hapse girip cikmis, kimilerinin anne-babalari ayri ve hatta kimisi teyze, hala, amca, buyukanne, buyukbaba gibi akrabalarinin yaninda yasayarak hayatlarina devam ettiren ogrenciler. diger meslektaslarimdan ogrendigime gore iclerinden bazilari evsizmis ve ailelerinin sahip oldugu ve ellerinde kalan tek sey olan arabalarinda yasiyorlarmis.

    dunu ve bugunu olmayan cocuklara gelecek kaygisi ve sorumluluk sahibi olmayi ogretmeye calisiyorum elimden geldigince.

    ogrencilerimin cogu zenci, bazilari ise hispanik. siniflarimda tek tuk, 3-5 tane beyaz ogrenci var.

    ders anlatirken tahtanin onunde durduk yere dibime kadar gelip gozlerime tehditkar sekilde bakani da var, ders aralarinda beni sinif kapisi onunde gorunce "hi ms. pis pisi" diye selamlayip sarilani da...

    persembe gunu ogrencilerime "hayallerinizi cizin" diye bir sinif calismasi verdim. "cizim konusunda iyi olmayanlar hayallerini 1-2 kisa cumleyle yazi olarak da ifade edebilir" diye ozellikle belirttim. engelli bir ogrencim sinifin kapisini ve isiklarin dugmelerini cizmis, altina da "ben cok iyi cizerim." demis. tam puan verdim gitti cocuguma. fakat icimdeki bu aglama hissi nereden peydahlandi, ona anlam veremedim.

    insana ofke, sevgi, hayal kirikligi, merhamet, umut arasinda bilimum farkli hissiyati yasatiyor bu afacanlar.
hesabın var mı? giriş yap